17 Mayıs 2008 Cumartesi
Lakers Jazz Yaptı
Nba'i fanatik basket ve çeşitli gazetelerin spor sayfalarından takip ederken bu başlığı ilk gördüğümde ulan ne güzel başlık bulmuş adam bi gün ben de bi yerde bişey yazarsam hemen kullanırım derdim, kısmet bugüneymiş. Los Angeles Lakers Batı Konferansı yarı finallerinde Utah Jazz'ı 4-2 ile geçip 2004 yılından sonra ilk kez konferans finaline yükseldi. Konferans finalleri Çarşamba günü başlayacak, rakip ise 3-3 lük serinin son maçında New Orleans'da kazanan olacak, Spurs veya Hornets.
Serinin genelinde Lakers genellikle üstün olan taraftı. İlk iki maçı çok da fazla zorlanmadan maçların büyük çoğunluğunu önde götürerek Lakers kazandı evinde. İlk iki maçta ve kazanılan diğer maçlarda Lakers'ın en iyi yaptığı şey hücumda topu çevirip doğru hücumu bulmak oldu ve bunu da fazlasıyla iyi yaptılar. Lakers'ın bir diğer iyi yaptığı şey de sürekli potaya gitmek oldu. Bu sayede, özellikle de Kobe Bryant'ın hücumlarında, Lakers Utah'dan çok daha fazla faul atışı kullandı. Faulleri de 4. maç hariç isabetli kullanınca bunu farka yansıttı. Utah ise kendi sahasında sezonun en iyi takımıydı ama bu baskıyı sezon içindeki derecelerine paralel olarak kuramadılar. Kazandıkları iki maçta da Lakers kazanabilirdi. Aslında Los Angeles'taki maçlarda 5. maçta özellikle Utah son dakikalarda daha akıllı hücumlar kullansa seriyi geçen taraf olabilirdi ama olmadı. Zaten 5. ve . maçlarda Utah hiç öne geçemedi, bu da garip bir istatistik.
Lakers adına serinin yıldızları Odom, Gasol, Fisher ve Kobe'ydi. Kobe sakatlandığı 4. maçın uzatma çeyreği hariç nerdeyse harika oynadı. Gerektiğinde sayıları buldu, takım arkadaşlarına boş pozisyonlar yarattı üzerine gelen sıkıştırmalarda. Odom ve Gasol de pota altında ribaundlarda biraz ezilselerde Kobe'nin paslarını çok iyi kullanıp Lakers'a yardımcı oldular. Odom kaybedilen 4.maçta, Gasol ise kritik 5.maçta maça damga vurdular. Gasol bu seriyle birlikte artık üzerindeki 'loser' etiketini de tamamen atmış oldu oynadığı oyunla. Serinin en kritik performanslarından biri de yaşlı kurt Fisher'dan geldi. Seri boyunca %65 ile üçlük atan Fisher 3.5 top çalma gibi bir ortalama ile de Deron Williams'ın başına bela oldu. Bulduğu ceza atışlarını hiç affetmeyen ve kurnazlıklarıyla kazandığı toplarla hem cezayı kesti hem de rakibin moralini bozdu. Tabi bunda kendisine yapılan çirkin tezahüratların da etkisi var. Geçen yılki efsane GSW maçından sonra kesinlikle Fisher'a yapılanlar terbiyesizlikti. Lakers'ın benchten gelen en önemli oyuncusu da Sasha 'The Machine' Vujajic'di. 5. maçtaki kötü yüzdesi hariç şok iyi yüzdeyle şut attı. Kritik anlarda hep doğru işler yaptı ve Phil Jackson tarafında maç sonlarında tercih edilen oyuncu olarak sahada yer aldı.
Utah adına ise serinin hayal kırıklığı, hatta play-off'ların hayal kırıklığı Carlos Boozer oldu. Sürekli faul problemine girip duran, hep kaçak dövüşen, potaya gitmek yerine hep orta mesafeden şut atmayı tercih eden Boozer takımının elenmesindeki en büyük paya sahipti belki de. Deron Williams genel olarak etkileyici bir performans ortaya koydu. İleride iş yapacak o belli. Memo da kritik dakikalarda aldığı sayılar ve ribaundlarla serinin iyi isimlerindendi. Kirilenko da Kobe'yi savunduğu bölümlerde etkili oldu. Yaptığı bloklari adlığı ribaundlar ile katkı verdi. Bu arada Nba'in en önemli koçlarından biri olan Jerry Sloan'ın Kobe'yi neden ısrarla Kirilenko ile savunmadığını anlayamadım. Kobe, Kirilenko'nun uzun kolları karşısında zaman zaman oldukça zorlandı. Ama Sloan genelde Brewer'ı tercih edince Kobe Brewer'ı hallaç pamuğu gibi attı tabi. Bu noktada Sloan'ı anlayamadım. Çok saçma tercihlerdi bence. Ha kötü mü oldu tabi ki hayır. Utah'ın seride D-Will ve Memo'ya en çok yardımcı ismi Millsap'tı. Aldığı ribaundlar, kritik basket fauller ve enerjisiyle etkili oldu. Utah gelecek sene daha ileriye gitmek istiyosa ya Boozer'i adam edecek ya da takas edecek bence. Bu kadar yatılmaz playoff'larda..
Yürüyedur Lakers...
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder