30 Nisan 2008 Çarşamba

Temiz Play-Off İçin


Temiz bir play-off için süpürelim...

Los Angeles Laker 4-0 Denver Nuggets

Believe !!!


Road to Moscow





29 Nisan 2008 Salı

Snooker World Champ 1/4 Final


John Higgins 9-13 Ryan Day
Ding Junhui 7 -13 Stephen Hendry

Ronnie O'Sullivan 13-7 Mark Williams
Joe Swail 12-13 Liang Wenbo


Shaun Murphy 4-13 Allister Carter
Mark King 9-13 Peter Ebdon

Neil Robertson 7-13 Stephen Maguire
Stuart Bingham 9-13 Joe Perry

Çeyrek final maçları bugün başladı. Hatta şu an oynanan maçlarda Rocket 3-3 Liang Wenbo ve Maguire 0-4 Perry durumu var. Çeyrek final maçlarının en büyük sürprizi dünya klasmanı ibr numarası Murphy'nin elenmesi oldu. Murphy Carter'a 13-4 kaybetti ki hakkaten büyük bir sürpriz. Maç çekişmeli bile geçmedi. Son dünya şampiyonu Higgins de turnuvaya etti. Diğer taraftan da Liang Wenbo kendisinden beklenmeyen şekilde ilerlemeye devam ediyor. Şu anda Rocket karşısında fena gitmiyor. İkinci turdaki en önemli peformanslar Ding'i resmeyen harcayan Hendry'den ve tabi ki de 147 ile maçı bitiren Rocket'den geldi. Rocket'in bu izlediğim üçüncü 147'siydi. Zaten 147 olacağını anladığım an hemen bir diğer Rocket sever Parma Maniac ağabeyimle paslaştık. Beraber hayretler içerisinde kaldık, çoştuk vs.

Çeyrek final eşleşmeleri ise şu şekilde gerçekleşti;

Ryan Day - Stephen Hendry
Ronnie O'Sullivan - Liang Wenbo

Allister Carter - Peter Ebdon
Stephen Maguire - Joe Perry

Üst taraftan Rocket-Hendru yarı finali çıkarsa muhteşem bir maç olur haliyle. Rocket'in dünkü inanılmaz oyunu ve 147'si, Hendry'nin de Ding karşısındaki performansı ve ikili arasındaki geçmiş o maçı inanılmaz kılar. Şu an Rocket Wenbo karşısında ritmini biraz kaybetti ve geriye düştü ama toparlayacaktır Rocket. Alt taraftaki grupta ise önce Selby sonra da Murphy'nin elenmesi ile Maguire'in önü iyice açıldı. Ebdon ile yarı final oynayıp finale çıkar gibi duruyor Maguire. Bu turda da sürpriz olmaz diyorum ama şimdiye kadar hep içimde patladı, artık bişey demiyorum. Herşey olabilir bu sporda diyerek lafı yuvarlayıp bırakıyorum.

Hedo; MIP 07/08


Nba'deki gururumuz Hidayet Türkoğlu bu yılki müthiş gelişiminin ardından yıln en çok gelişme gösteren oyuncusu ünvanına layık görüldü. Bu yıl gerçekten inanılmaz bi sezon geçiren Hido takımını taşıyan en önemli isimlerden biriydi Dwight Howard'la beraber. Nba'de son çeyrekte atılan sayı ortalamasında ligde Kobe ve Lebron'un arkasından üçüncü olan Hidayet bu sezon doğu konferansında ayın oyuncusu, haftanın oyuncusu ödüllerini de kazanmıştı. Hatta allstara seçilmeyişi amerikan basını tarafından büyük haksızlık olarak değerlendirilmişti. Gerçekten helal olsun Hido. Nba'de bireysel anlamda ödül kazanan ilk Türk oyuncusu oldu Hido böylece. Bir şampiyonumuz ve allstarımız vardı bir de MIP'imiz oldu artık sıra MVP'dedir kimbilir...

28 Nisan 2008 Pazartesi

11

İngiltere premier liginde yılın 11'i de açıklandı ve kadro şu şekilde oluşuyor...

PFA Awards


İngiltere premier liginde yılın futbolcusu ve yılın genç futbolcusu açıklandı. Blogdaki ankette her ikisinin de lideri Ronaldo'ydu. Fakat ödüllerinden birini Ronaldo alırken diğerini Fabregas kaptı. Ronaldo bu ödülü ikinci kez üst üste kazanmış oldu böylece ve Man Utd tarihindeki 9. oyuncu bu ödülü kazanan.

PFA Player of the year Cristiano Ronaldo

PFA Young Player of yhe year Cesc Fabregas

Haggard



Hafta sonu blogdan uzak kalma sebebiydiler ama kesinlikle çektiğim bütün çileye, yorgunluğa değdi. İnanılmaz bir konserdi, mükemmel sahne performansı. Özellikle soprano vokaldeki Susanne Ehlers mest etti, kendine hayran bıraktı. Konserin sonunda çaldıkları İstaiklal Marşı da çok güzel bir jestti. Teşekkürler Haggard. Bu konserleri organize eden HürockFest'e de sonsuz teşekkürler.

25 Nisan 2008 Cuma

Daha Ne Olsun?


Haftasonu ekranlardaki program bu güzel havalarda adamı ekran başına kilitleyecek cinsten. Zaten Ntvspor açıldığından beri sürekli maç yayınlarıyla bunu yapıyordu ama bu sefer daha geniş kitlelere hitap edecek daha ilgi çekici bi program var.

İlk olarak bu gece 03:00 da Ntv'de Dallas Mavericks- New Orleans Hornets maçıyla başlayabiliriz. Açın izleyin pişman olursa gelsin istediğini desin bana kefilim. Hiç bişey olmadı oturur Chris Paul'u izlersiniz fena mı? Ayrıca bugün snooker world championship de ikinci tur maçları da başladı bunu da belirteyim. Eurosport'dan takip edebilirsiniz. Neyse yarına geçiyoruz saat 14:45 de iki Bez Bebek arası Chelsea-Manchester United maçı Fox'da. Premier ligde şampiyonluk maçı belki de. Kesinlikle kaçırılmayacak bir maç, kaçıran pişman olur. Yarın saat 19 da Beşiktaş-Bursaspor maçı da ilginç olabilir. Tarafsız sahada Adana'da oynanacak maç, iki takım arasındaki olaylar malum. Onu beğenmeyenler de Ntvspor'da İspanya ligi izleyebilirler. Yarın gece son olarak da 00:30'da Nba Tv'de Denver Nuggets-Los Angeles Lakers playoff 3. maçı. İkinci maçtaki Kobe'nin one man show'undan sonra ona karşılık vermek isteyecek Ivy ve Melo. Bu da kaçırılmaması gereken bir maç belirteyim.

Ve pazar gününe geçince karşımızda müthiş derbi. Galatasaray-Fenerbahçe. Şampiyonluğun adının konabileceği bir maç. Son kupa maçını göz önüne alırsak çok heyecanlı bir derbi olucaktır. Derbinin ardından da Nba tv'de 22:30 da Phoenix Suns- San Antonio Spurs playoff 4.maçı var. İlk iki maçtaki çekişmeyi izeyenler bilir. Hatta ilk maç 2 uzatmada bitmişti. Son olarak da kapanışı Washingon Wizards-Cleveland Cavaliers maçıyla yapıyoruz Ntvspor'da 00:00 da banttan olmak üzere. İlk 3 maçta kan gövdeyi götürdü deyim yerindeyse. Teknik fauller, oyundan atılmalar ve dahası. İşte haftasonu kaçırılmayacak mükemmel bi program. Biralarımızı alalım koltuklara kurulalım.

Biraz Transfer


Liglerde şampiyonların bir bir belli olmasıyla birlikte transfer haberleri de ardı ardına çıkmaya başladı. Her zaman olduğu gibi transfer sezonunun en bomba takımları premier lig takımları olacak.

Newcastle United her yıl tonla transfer yapıp bir türlü doğru dürüst başarı ve istikrar yakalayamayan bir takım. Bu yıl da şimdiden transfer haberleri çıkmaya başladı Newcastle hakkında. Bu yılki en bomba transfer haberi de Luka Modric. Devre arası transfer döneminde Arsenal ile anlaşacakken son anda yatan transferle ülkesine geri dönen Modric'in yazın Ada'ya transferi kesin gibiydi. En önemli adaylar da Arsenal, Liverpool ve Man City'di. Fakat Modric'i kapan Newcastle olacak gibi. Guardian'in haberine göre 20 milyon poundluk bir bonservis üzerinde anlaşılmış, haftalık olarak da 60-80 bin arası bir maaş alacakmış Modric. Bu transferin ardından da N'zogbia ayrılabilirmiş takımdan. Bakalım neler olacak. Modric çokça övülen iyi bir oyuncu, premier lige gelmesi de onun için önemli bir basamak olacak. Bizler de izleyip keyif alacağız.


Bayern Münich'li Lahm da takımıyla yeni sözleşme imzalayacaktı uzun zamandır görüşmeler sürüyordu. Fakat Lahm kararını değiştirmiş olmalı ki iki taraf da görüşmelerden çekilmiş ve Lahm'ın Bayern'den ayrılması söz konusu artık. Bu yaz bonservisiyle olmazsa önümüzdeki yaz bedava ayrılacak Bayern'den. Lahm artık Almanya'daki görevini tamamladığını ve başka bi ülke ve takımda oynamak istediğini açıkladı. En önemli adaylardan biri de United. Brown'un yerine çok da hoş olur.


Dortmund'un sağ beki Degen de Liverpool yolcusu diyorlar. İsviçreli oyuncu ve Liverpool anlaşmışlar da hatta. Liverpool'un o bölgede bir oyuncuya ihtiyacı vardı zaten Degen de hızlı, füzük gücü olan iyi bir oyuncu. Güzel transfer olur, gerçekleşirse.

Snooker World Champ #2


R O'Sullivan (Eng) 10-5 C Liu (Chn)
L Wenbo (Chn) 10-5 K Doherty (Ire)
S Murphy (Eng) 10-3 D Harold (Eng)
J Perry (Eng) 10-7 G Dott (Sco)
D Junhui (Chn) 10-9 M Fu (Hkg)
M Williams (Wal) 10-3 M Davis (Eng)
M King (Eng) 10-8 M Selby (Eng)
S Bingham (Eng) 10-8 S Davis (Eng)
S Hendry (Sco) 10-9 M Allen (NI)
R Day (Wal) 10-6 M Judge (Irl)
P Ebdon (Eng) 10-9 J Cope
A Carter (Eng) 10-9 B Hawkins (Eng)
Joe Swail (NI) 10-4 S Lee (Eng)
J Higgins (Sco) 10-5 M Stevens (Wal)
N Robertson (Aus) 10-4 N Bond (Eng)
S Maguire (Sco) 10-3 A Hamilton (Eng)

Snooker dünya şampiyonasında ilk tur maçları dün sona erdi. İkinci tur maçları da hemen başladı hatta. İlk turda Mark Selby ve Ken Doherty dışında sürpriz olmadı. Özellikle Mark Selby'nin elenmesi birçok kişiyi fazlasıyla şaşırttı. Son turnuvalarda oynadığı finaller ve son olarak da finalde Rocket'i geriden gelerek kazandığı kupadan sonra önemli bir favoriydi. Çok erken veda etti turnuvaya Selby. Ken Doherty de yükselen Çin snookerı karşısında duramayıp bavulları erken topladı. Çinli sporcular hakkaten iyi geliyorlar snookerda. Rocket'in karşılaştığı Liu da oldukça bir oyuncuydu 17 yaşında olmasına rağmen. İlerleyen yıllarda önemli başarılar kazanabilir.

Dünya şampiyonasında 1/8 eşleşmeleri ise şu şekilde gerçekleşti;


John Higgins - Ryan Day
Ding Junhui - Stephen Hendry
Ronnie O'Sullivan - Mark Williams
Joe Swail - Liang Wenbo
Shaun Murphy - Allister Carter
Mark King - Peter Ebdon
Neil Robertson - Stephen Maguire
Stuart Bingham - Joe Perry

Bu turda favoriler pek kayıp vermeden geçerler. Rocket, Maguire, Murphy, Perry, Ebdon ve son şampiyon Higgins tura oldukça yakın gözüküyorlar bi sürpriz olmazsa. Joe Swail-Liang Wenbo maçında ise Doherty'yi eleyen Wenbo bir sürpriz daha yapabilir belki. Bir diğer çekişmeli maç da Ding ve Henry arasında olur ve kim kazanır tahmin etmek zor. Bu turda nispeten daha güzel maçlar olacaktır. Bol 100'lük serilere...

24 Nisan 2008 Perşembe

Paul Scholes


Paul Scholes dünkü Barcelona maçıyla birlikte CL'deki 100. maçına çıkmış oldu ve bunu başaran 9. futbolcu oldu.

Ferguson Böyle İstedi


CL yarı final ilk maçı Manchester United adına bu sezonki en kötü futbollarını oynadıkları maç oldu belki de. United'ın sene başından beri hiç bu kadar ezildiğini kendi sahasına kapandığını görmemiştim. Tabi bunda Barcelona'nın topa hükmetmesinin yanı sıra Ferguson'un da buna izin vermesinin payı yadsınamaz. Ferguson kendi sahasındaki başarısına güvenerek maç öncesi oyuncularına çok fazla riske girmemelerini, ileriye çıkmamalarını öğütlemiş sanırım. Scholes ve Carrick nerdeyse bütün maç ileriye çıkmadılar. Defans 4 lüsü de Evra, Hargreaves'in birkaç pozisyonluk atağı dışında hiç hücuma destek vermedi. Hal böyle olunca tabi United ileri oyuncuları Park, Rooney, Tevez ve Ronaldo tek başlarına kaldılar ve pek de etkili olamadılar.



Maçın başındaki kadro aslında Ferguson'un deplasmanlarda özellikle önemli ve zor maçlarda oynattığı kadroya göre biraz değişikti. Tevez yerine bir orta saha daha fazla oynatıp ilerde tek Rooney'i oynatması bekleniyordu. Gerçi Tevez bütün maç orta saha gibi oynadı. Kadrodaki en büyük sürpriz Park'dı. Kimse oynamasını beklemiyordu ama Messi'nin kanadında fizik gücüyle belki ona karşı başarılı oldur diye oynatmış Fergie onu belli ölçüde de başarılı oldu. Bana kalsa canlo bomba Brown'u defansın ortasına koyacağıma Pique'yi koyarım oraya, Brown yerine ve Hargo da orta sahaya. Kanatlara da Giggs/Nani, Ronaldo ilerde de Rooney tek oynatırdım ve bundan daha güzel futbo oynayan bir takım olurdu sahada. Ama Ferguson böyle düşünmemiş belli. Bu düşünce oyuncuların hareketlerinden de belli oluyordu zaten 20 dakika kala oyunu yavaşlatmalar falan. Aslında Ronaldo o penaltıyı kaçırmasa bu taktik işe yarayabilirdi ama bu sonuçta çok kötü değil çok iyi olmadığı gibi. Penaltı demişken Ronaldo kaçırdığı penaltıdan sonra maç sonrası gazetecilere vuruş stilimi değiştirmedim, sadece bir penaltı kaçırdım bu olabilir demiş. Ardından da bugün burda gol atamadım o zaman Old Trafford'da atacağım demektir demiş. Ferguson da aynı şekilde içerdeki maçtan emin konuşmuş. Emin konuşmak iyi de 1 gol yerse o zaman görürüz Fergie'nin yüzünü.


Barcelona ise bütün maç topa hükmetti. Etkili olabilecek pozisyonlar da buldu ama ceza sahası etrafına dağılan United savunması ve Barca'lı oyuncuların gereksiz dokunuşları, son paslardaki hatalar golü engelledi. Messi uzun zamandır sakattı ama harika oynadı. Riijkard da bence erken çıkardı Messi'yi ve çıkarken de Messi'den ayarı yedi. Henry de sahada dolaşan Eto yerine daha erken girebilirdi oyuna. Kaleci Valdes ve defansa pek iş düşmedi zaten bu maçta ama ikinci maçta fazlasıyla düşecektir. Ferguson Messi oyundan çıktıktan sonra hücuma yönelik değişiklikler yapsa Anderson gibi daha fazla zorlanabilirdi Barca. Bu kadar topa sahip oldukları bir maçta gol atamamaları düşündürücü tabi.



İkinci maç öncesi United az da olsa avantajlı taraf. İkinci maçta kesinlikle bu kadar korkak bir Ferguson ve United olmayacaktır. Geçen yıl Milan'a yarı finalde elenmek Fergie'yi biraz korkutmuş anlaşılan ama evimizde kazanacağız dedi maç sonrası emin şekilde. İkinci maçta Anderson ve Hargreaves ikilisi ortada görebiliriz. Ronaldo da bu maçtaki gibi antipatik/şımarık olmaz ve daha etkili bir oyun ortaya koyar. Savunmada da Vidic iyileşirse işler yolunda gider fakat yenilecek bir gol özellikle de United golü atamadan yenilecek bir gol final kapılarını kapatabilir. Kesin olna birşey var o da ikinci maç ilk maçtan kesinlikle daha güzel olacak çünkü her iki tarafa da gol lazım.

23 Nisan 2008 Çarşamba

Gerrard & Torres


Finalist #2 Preview


CL yarı finalinin ikinci maçı bu gece Nou Camp'da.. Fotoğrafta da olduğu gibi herkesin gözü bu ikilinin üzerinde olacak. Dünyanın en yetenekli iki futbolcusu olarak gösterilen Ronaldo ve Messi karşı karşıya. Ronaldo'nun müthiş formunun aksine Messi sürekli sakatlıklarla boğuşuyor ve sakatlıktan geçen hafta dönebildi. Dün dünyanın bahsettiği Ronaldo-Messi düellosunun umrunda olmadığını bunun bir takım mücadelesi olduğunu ve kazananın oyuncu değil takım olacağını söylemiş.

İki takımda da sakatlık sorunları var. United'da Vidic karın ağrısı sebebiyle dünkü antrenmana katılmamış ve durumu henüz kesin değil. Tam olarak hazır olmasa da oynaması bekleniyor ama Pique'yi de görebilriz defansta. Diğer defans oyuncusu Brown da aynı antrenmana katılamamış ama onun da oynaması bekleniyor akşama. United da sakatlıkları olan Fletcher, Nani, Van der Sar iyileştiler ve bu maçta görev alabilirler ama sadece VDS ilk 11 başlayacaktır.

Barcelona'da ise adı Milan ile geçen ve sezonu kapayan Ronaldinho yok. Hafta için grip rahatsızlığı yaşayan Henry de tam olarak iyileşmemesine rağmen görev alabilir. Sakatlıktan dönen Messi Barca'nın en büyük kozu.

Barca'nın oyuncusu Xavi Ronaldo hakkında İngiltere'de onları yapmak kolay bi de gelsin de İspanya'da yapsın görelim falan demiş. Xavi CL'de yarı final oynayan takımların memleketlerine bi baksın, iyi gelir. Maç öncesi bir sürü akıl oyunları oldu. Ronaldo-Messi, Fergie-Messi şeklinde ama sonuçta hepsi geride kalacak 21.45 itibariyle. United kaybetmez diyorum tahmin olarak da.

Where Amazing Happens #9



İşte playoff'lar, işte sıkı savunma. Kan, ter, gözyaşı..

Chelsea Balı


Liverpool bütün maç deli gibi top oynasın, golü de atsın sen gel 94.dakikada kendi kalesine gol atsın adamlar sonra da maçı berabere bitir, kimiblir belki de finale çık. Chelsea resmen bedavadan müthiş avantajlı bir skor kazanmayı başardı Anfield Road'da. Liverpool bütün maç çok etkili, baskılı oynadı ama Torres pek günüde değildi malesef. Bir gol daha atabilirlerdi ama olmadı, son dakikada gele şanssız golle de bütün avantajlarını yitirdiler.



Chelsea'nin bu yıl ligdeki durumu ve şampiyonlar ligindeki durumuna baktığımızda başarılı gibi duruyor ama çok kötü top oynuyorlar. Kenarda maçı bedava izleyen bir teknik direktörlerinin etkisi çok büyük bunda. Grant resmen maçı seyrediyor, hiçbir hamle yapmak yok bişey yok. Zaten oyuncuların birçoğu tarafından sevilmiyor, basına karşı ne diyeceğini bilmiyor, saçmalıyor. Chelsea gibi para içinde yüzen bir takımın daha iyi bir teknik direktöre sahip olması gerek kesinlikle. Bu yıl belki idare ettiler bir şekilde ama seneye mutlaka değişiklik şart. Drogba, J Cole ve Malouda Fenerbahçe serisi ve bu maçta olmak üzere resmen kayıpları oynuyorlar ama oyuna girince etkisini gösteren Kalou, Anelka gibi adamlar anca 80 den sonra oyuna giriyor. Yazık elindeki kadroya.


İkinci maç için Liverpool işleri baya zora soktu ama sağlam savunma yapısıyla gol yemeden bir gol atabilirler belli olmaz. Torres ve Gerrard gibi adamlar var ellerinde sonuçta. Fakat Chelsea'nin de evinde uzun zamandır yenilmeme gibi bi rekoru var, bakalım.

22 Nisan 2008 Salı

Finalist #1 Preview


CL'de yarı final maçlarının ilki bu gece Anfield Road'da oynanıyor. Son 4 yılda 2 kez yarı finalde 1 kez de çeyrek finalde eşleşen Liverpool-Chelsea yani Reds-Blues bir daha karşı karşıya geldi. Bu üç eşleşmenin üçünü de Liverpool geçmişti daha önce. Mourinho zamanında bu eşleşmelerin tadı bir başkaydı, karşılıklı laf dalaşları, iddaalar ve güzel maçlar vardı. Bugün de güzel bir maç olacak kuşkusuz ama Grant-Benitez maç öncesi Mourinho-Benitez kadar keyif vermiyor ne yazık ki.


İki takımda da maç öncesi durumu şüpheli olan kaptanların durumları düzeldi ve ikisi de sahadaki yerini alacak. Liverpool'da Agger ve Kewell dışında yeni sakatlık yok. Bu oyuncular zate uzun zamandır sakattı ve bugünde olmayacaklar kadroda. Liverpool'un bu maçtaki en önemli kozları Gerrard ve Torres olacak kuşkusuz. Özellikle Chelsea'nin kalede yaşadığı problemleri değerlendirebilir bu ikili uzaktan/yakında.


Chelsea'de ise Lampard iyileşti ve yerini alabilecek bu maçta, Grant görev verirse. Chelsea'nin en önemli eksikliği kalede. Cech zaten sakattı, bir de Fenerbahçe maçında Cudicini sakatlanınca kale 3.kaleci Hilario'ya emanet bu maçta. Karşıda Gerrard, Torres gibi isimlerin Hilario'y bol bol dua ettiriyordur heralde. Kolay gelsin Hilario diyebiliyorum sadece. Chelsea'deki diğer önemli eksik de kart cezalısı Essien. Grant'in sağ bekte oynattığı Essien'in yerine muhtemelen Ferreira forma giyer, ben olsam Belleti'yi oynatırım gerçi. Drogba'nın hafif sakatlığı varmış fakat oynar o da.


Maça gelince Arsenal-Liverpool maçları gibi çok heyecanlı, pozisyonlu bi maç beklemiyorum açıkçası. İki takımda kontrollü oynayacaktır. Özellikle Chelsea ikinci maçın sahasında olmasından dolayı burda avantajlı bi skor için oyunu çok riske etmez. Sonuç olarak daha önceki maçlarda olduğu gibi az pozisyonlu, az gollü bol mücadeleli bir maç olur gibi geliyor bana. Finalde Liverpool'u görmek istesem de 3 yılın acısı ve underdog gösterilmelerinin de etkisiyle Chelsea elerse de çok şaşırmam.

Eternal Sunshine of Spotless Mind


River Plate Fans







20 Nisan 2008 Pazar

Duncan Rules

Nba playoff'ları mükemmel iki maçla başladı. Önce 2 yıldır birbirleriyle karşılaşan Cavs ve Wizars ardından da aynı şekilde rivaly kıvamına gelen rekabetleri ile Suns ve Spurs. İki maçta muhteşemdi, iki maçta son dakikaya kadar heyecanını korudu. Hatta Spurs maçı gereğinden fazla heyecan dahi yaptırdı. Playoff'lar bu şekilde davam ederse sınıf tekrarı yapanların sayısında patlama olabilir bu yıl.




Cavs maçında Washington son dakikaya kadar önde götürdü, oyunu kontrol etti ama seri öncesi atıp tutan Arenas ve maç boyu iyi oynayan Jamison'un son dakikalardaki kötü hücumlarıyla maçı kaybetti. Lebron ise sürekli üstüne oynayan Wizards'a cevabı son dakikalardaki kritik basketleriyle verdi. Henüz serinin ilk maçında kavga çıktı ve bu seride çok can yanacak, çok olay çıkacak kesinlikle. Tek bir maçın tek bir anı bile kaçırılmamalı.


Suns-Spurs maçı ise kafadan greates games'e girdi bile. 2 uzatma belki 3.sü de yoldaydı fakat Ginobili izin vermedi ve Spurs maçı aldı. Suns bütün maç oyuna hakimdi, Spurs resmen ölü gibiydi. Birçok izleyici, ben de dahil, Spurs'ten artık o işler geçmiş yaşlanmış bu adamlar dedik ilk yarı sonunda ama Duncan tarihin en önemli performanslarına girecek bir oyunla şampiyonu uyandırdı. Önce Finley'in üçlüğü ile uzadı maç, sonra 3 sn kala Duncan'ın üçlüğü!!! ile tekrar uzadı. Amare oyun dışı kaldı. Son 15 s'ye Spurs üç sayı önde girmişken Nash üçlüğü yolladı zor pozisyonda tekrar uzayacak mı derken Manu son noktayı koydu. Hakikaten inanılmaz bir maçtı. Bir ara Rocky 4 filmi gözümde canlandı sanki. Rus boksör vuruyor indiriyor ama Rocky, şampiyon yıkılmıyor. En sonunda da şampiyon gücünü gösterip işi bitiriyor. İşte bu senaryo da da Duncan Rocky'yi canlandırdı resmen ve bu oyunun gelmiş geçmiş en iyi uzunlarından biri olduğunu bir kez daha gösterdi. Spurs'ten playoff'arda maç koparmanın ne kadar zor olduğu bir kez daha görüldü. Suns ise bu acı mağlubiyetin altından kolay kolay kalkamaz gibi geliyor bana.


Bu maçla bir kez daha görüldü ki; "Don't ever underestimate a heart of champion."

19 Nisan 2008 Cumartesi

Baby Tevez

Baby Tevez, Carlitos şampiyonluk yolunda çok önemli 1 puanı son dakikada gelen golüyle kazandırdı. Blackburn deplasmanları son yıllarda United için her zaman zorlu olmuştu ve bu maçında çok zor geçeceği belliydi. Burda gelecek 3 puan şampiyonluk demekti büyük ihtimalle. Son dakikada Tevez'in golüyle 1 puan geldi zor da olsa. Önümüzdeki hafta Stamford Bridge'daki maçta 2-0 dan daha kötü bir skorla alınmayacak mağlubiyet şampiyonluk anlamına gelebilir. Tabi en güzel Londra'da en azından puan avantajını korumak ve son 2 haftaya avantajlı girmek.




Bu arada maçın kahramanı Friedel deniliyor her sitede, her forumda. Yine inanılmaz bir maç çıkarmış yazılanlara göre. Zaten Friedel'a United maçlarında ne oluyosa oluyor ve emekli olmadan da rahat vermicek gibi United'a. Gol kralı Ronaldo da bu haftayı bış geçti malesef ve rekor yolunda şansı biraz daha azaldı. Önümüzdeki hafta Chelsea- Manchester United maçı kaçmaz kesinlikle.

United Trio


Manchester United'da sözleşmesi bitecek oyuncular; Ferdinand, Carrick ve Brown ile yeni anlaşmalar imzalandı. Bu anlaşmalar bu mükemmel kadronun korunması adına çok önemliydi ve bu kadro korunarak önemli bir iş başarılmış oldu. Ferguson ve taraftarlar da bu durumdan gayet mennunlar. Memnun olmayan tek isim Pique'dir muhtemelen. Özellikle de ilerleyen günlerde Vidic'le de sözleşme yenileneceği konuşulurken Pique kendisine sıra gelmeyeceğini anlayıp gitmek isteyebilir. Tabi Ferguson durumu kurtarabilir belli de olmaz. Ferguson'un ağzından sıradaki imzalar; Evra ve Vidic..

Snooker World Championship


Snooker'da yılın en önemli turnuvası Snooker World Championship bugün başlıyor. Turnuvayı Eurosport ekranlarından izleyebileceğiz başından sonuna kadar. Yılın en önemli ve en prestijli turnuvasının geçen yılki şampiyonu Higgins bu turnuvada ünvanını korumak isteyecek fakat en karşısında Ronnie, Maguire, Murphu, Selby gibi çok tehlikeli isimler var. İlk tur eşleşmeleri şu şekilde;



Bu da turnuva öncesi dünya klasmanı;