30 Ocak 2009 Cuma

Üçlü Yeniden

2000'li yılların başında Nba'i domine eden üçlü, 2004'deki olaylı yazdan sonra ilk kez aynı forma için mücadele edecekler. All-Star 2009'un yedek kadroları da açıklanınca son parça da tamamlanmış oldu. Shaq-Kobe-Phil Jackson üçlüsü yeniden bir arada.

Son yıllarda All-Star maçları uykusuzluk ve zaman kaybından başka bi anlam ifade etmiyordu, belki bu üçlü durumu kurtarabilir. Ah bi de Carter olsaydı keşke...

29 Ocak 2009 Perşembe

Bizden Şampiyon Olmaz


Rafael Benitez son haftalardaki türlü türlü saçma ve mesnetsiz açıklamalarına başlıktaki gibi bir açıklamayı eklerse sanırım en doğrusunu yapmış olur. En azından son haftalarda yaptığı en mantıklı açıklama olur diyebilirim. Liverpool yine sezona iyi girip sonradan nasılsa düşüşe geçerler diye düşünenleri şaşırtmıştı esasında. Ama sadece düşüşe geçme süresi uzamış meğer. Tam olarak bilmiyorum ama bilmem kaç haftadır bir beraberlik serisine başladı Liverpool öyle de gidiyorlar. Everton ile önce FA Cup'ta sonra da ligde berabere kaldılar. Bugün de Wigan ile aynı skorla 1-1. Görünüşe göre Goodison Park'taki FA Cup maçında kupa da gidebilir. Çok değil yılbaşından önce United'ın 3-5 puan önünde liderliğin keyfini sürmekteydiler. Şimdi ise United'ın bir maç eksiğine rağmen 2 puan gerideler tabloda. Rafa'nın son senesi gibi geliyor bana...

28 Ocak 2009 Çarşamba

Tur Bursa'ya Kaldı

Bursaspor maça son lig maçından farklı olarak Halil, Kirita ve Tuna üçlüsüyle çıktı Ozan, Gökhan Güleç ve İbrahim'in yerine. Tuna maç boyunca genel olarak iyi bir maç çıkarttı ama Halil ve Kirita için aynı şeyleri söylemek zor. Kirita rakip takım ataklarını iyi kesse de hücuma hiçbir olumlu katkı yapamadı. Takımı hücuma çıkartacak pasları atamadı oynadığı süre boyunca. Mustafa Sarp da çok formda bir maç çıkarmayınca ileri çıkamadık ilk yarı boyunca. Anca kontra ataklarla bişeyler kovalamaya çalıştık, o da olmadı. İlk yarı Fenerbahçe daha çok topa hakim olsa da pek pozisyon bulamadılar. Tam da ilk yarıyı gol yemeden atlatırsak güzel olacak dediğim anda kornerden gelen golle moraller bozuldu. Kornerden gelen gol sonrası akıllara Kurtar Hoca ve Duruşu da gelmedi değil aslında ama iş işten geçmişti artık.

İkinci yarıya Gökhan Güleç-Halil değişikliği ile başladık. Gökhan Halil'e göre ilerde daha iyi top tutabilen bi oyuncu olduğundan biraz daha fazla zorladık Fenerbahçe'yi bu bölümde. İlk 15 dakika gol geldi gelecekti hatta ama önce direkten dönen top hemen ardından da Sercan'ın o topu tamamlayamaması maçın kaderini çizdi gibi. Sercan da bu sezonki 3 Fenerbahçe maçında da oldukça kötüydü. Bir halle oluyor ama anlayamıyorum. Fenerbahçe'nin güçlü savunma oyuncuları arasında fiziksel olarak zorlanmasının da bunda payı var ama o kaçırdığı pozisyon yakışmadı.

Maçın son dakikalarında da Ivankov'un kurtardığı bir pozisyon var ki tur gidebilirdi orda. Ivankov kornerdeki hatası dışında güzel bir maç çıkardı. Volkan Şen de yine iyilerdendi.

Ortaya koyulan oyun ikinci maç için umut verdi açıkçası. Bir de gol atabilmiş olsak çok avantajlı olacaktık. İkinci maç ne yapıp edip gol yemememiz gerekiyor Bursa'da turu geçmek istiyorsak. Bursa'da bu şekilde oynadığımızda taraftarın da ateşiyle golü bulup en kötü uzatmalara götürürüz maçı gol yemediğimiz takdirde. Bir de yabancılar o maça hazır olurlarsa Bursa'da turu geçeceğimize inanıyorum. Ama gol yemememeliyiz.

26 Ocak 2009 Pazartesi

Hoşgeldin Hediyesi

Ertuğrul Sağlam'ın Bursa'daki ilk lig maçı stadyum protestosu ile başladı. Taraftar stadyumun şehir dışına yapılması fikrine karşı tepkisini 6 dakika boyunca susarak gösterdi. Bundan sonraki bölümde Sercan'la etkili oldu Bursaspor ama saha zemini ve iki takımın da karambol futbolu pek de güzel bi futbol izletmedi bize ne yazık ki. Neyse ki kazanan Bursaspor oldu. Sercan yine boş geçmedi, genç Eren'in ikinci yarıya oyuna girip gösterdiği performans güzeldi. Ali Tandoğan da ilk maçında seyirciden büyük sevgi gösterileri gördü, onlara karşılık da verdi. Bursa Ali'yi, Ali Bursa'yı sevdi diyebiliriz. Darısı Kadıköy'e...


Bursaspor Ivankov xx, Ömer xx, İbrahim xxx, Ali xxx, Mustafa Keçeli xx, Bekir Ozan xx (Dk. 61 Kirita xx), Mustafa Sarp xx, Romeschenko xxx (Dk. 61 Eren xx), Volkan xxx (Dk. 86 Veli ?), Gökhan xx, Sercan xxx

İstanbul Büyükşehir Belediyespor Hasagic xxx, Metin xx, Cesario xx, Gökhan Süzen xx, Marcin xx, Serhat xx (Dk. 69 Kerim x), Mahmut xx, İskender xx, Erman xxx (Dk. 76 Tjikuzu x), Gökhan Kaba xx, Bebbe xx
(Dk. 59 Adriano x)

Sarı kartlar Dk. 17 Bekir Ozan, Dk. 45 Ali Tandoğan, Dk. 84 Gökhan, Dk. 89 Mustafa Keçeli (Bursaspor), Dk. 20 Gökhan Süzen, Dk. 67 Cesario, Dk. 68 Mahmut, Dk. 72 Metin (İstanbul Büyükşehir Belediyespor)

Goller
Dk. 34 Romeschenko, Dk. 69 Sercan (Bursaspor)

Derbi Kralı

Lakers, kendi evinde Boston ve Cleveland'dan sonra Spurs'e de ağır geldi. Gerçi içerde alınan Orlando ve Hornets mağlubiyetleri var ama Orlando sezon başından beri derbi olarak nitelendirebilecek maçların takımı olduğuna inanılmadığı için, Hornets'i de deplasmanda düşürdüğümüz haller için dışarda bıraktım biraz.

Bynum bugün Duncan'ı çok zorladı. Farmar da 2 ay sonra dönücek erken 1 ay erken döndü ve hiç antrenman yapmadan, hastaneden çıkıp gelmiş, gözlerimizin pasını sildi. Alkışlar Lakers'a ve Bynum'a.

Fotoğraf için Çağlar Yıldız'a teşekkürler.

22 Ocak 2009 Perşembe

Forvet Sorunsalı

Bu seneki forvet probleminin ilacı olması beklenen isim Shin Young Rok ve Tadeu. Rok Güney Kore'li ve Şenol Güneş'in tavsiyesi üzerine gelmiş Bursaspor'a. Ne gördüm ne duydum. Nedir ne değildir maçlarla birlikte görücez. Bugün saplık kontrolünden geçip yarın da kontratı imzalıyacakmış. Hayırlısı.

Brezilyalı Tadeu da yarın geliyormuş Bursa'ya. Bir tanesi işimize yarasa yeter.

21 Ocak 2009 Çarşamba

Sakatlıkların Gölgesinde Bir Final

Dün gece United Derby'yi Old Trafford'da 4-2 ile geçerek Carling Cup'da finale yükseldi ve bu gece Tottenham, 4-1'in rövanşında avantajını kaybetmezse finalde W3mbley'de iki takım karşılaşacak 1 Mart'da.

Fakat bu finalin Ferguson'u veya United taraftarlarını çok fazla memnun ettiği söylenemez. Zira şu sıra akıllarda olan tek soru sakatlıklar. Zaten premier ligde başa güreşecek bir takım çıkabilecek olan sakatlar listesine dün akşam da yenileri eklendi. Brezilyalı genç sağbek, performansını her geçen gün artırdığı şu günlerde 15. dakikada sakatlanarak sahayı terketti ve muhtemelen 3-4 hafta oynayamayacak.

Maçın sonlarında ise Anderson sakatlandı ve sahayı sedyeyle terketmek zorunda kaldı. Henüz kesin bir sonuç yok ne kadar sakat kalacağı konusunda fakat hislerim bu şansla iyi bir haber beklememi engelliyor. Bu iki oyuncu dışında Evans, Nani ve Giggs'de maçta ufak sakatlıklar yaşadı fakat oyuncu değişikliği hakkı kalmadığı için sakat sakat oyunu bitirmek zorunda kaldılar. Evans'ın bir hafta kadar forma giyemeyeceği söyleniyor yine.

Şu ana kadar oynadığı tüm kupalarda iddiasını en üst seviyede sürdüren United'ı durdurursa sakatlıklar durduracak gibi. Şu anda takımın sakat oyuncu listesi premier ligde ilk 4'e, şampiyonlar liginde de yarı finale kalmazsa ben de bişey bilmiyorum.


Rio Ferdinand
Wes Brown
Johny Evans
Rafael da Silva
Patrice Evra
Anderson
Owen Hargreaves
Nani
Ryan Giggs
Wayne Rooney

20 Ocak 2009 Salı

Sadakat

Önce taraftar Kaka'ya seviyoruz seni, bırakma bizi dedi. Sonra yetmedi transfere yeşil ışık yakan Galliani ve Berlusconi'ye tepkisini gösterdi taraftar. Fakat taraftarın sevgisi ve Kaka'nın sadakati paraya boyun eğmedi.


Kaka da taraftarlara evinden böyle teşekkür etti. Büyük adamsın Kaka.

Ribery > Kaka

Milan Kaka transferi gerçekleşirse diye Ribery'ı planlarına dahil etmişti. Açık açık da belirtmişler Ribery ile ilgilendiklerini. Yalnız bu konuda Bayern'in cevabı ağır olmuş, ya da komik ne derseniz artık.

Bayern Münih menajeri Uli Hoeness;

"If Kaka is meant to be worth 120m [euros], then Franck Ribery is worth 150m,"

Aman Hoeness dikkat et de tongaya getirip beleşe tüymesin diyorum ben de kendisine.

Kaka Kaldı

Tartışmalara, görüşmelere başkan Berlusconi son noktayı koydu; "Kaka Milan'da kalıyor."

Esasında Berlusconi satmaya hevesli gibiydi görüşmeler boyunca ama Kaka'nın Milan'da kalma isteği her şeyin önünce geçti sanırım, tabi taraftarın da bu konudaki tepkisinin rolü olmuştur. Kaka'ya olan saygım daha da arttı şu dakikadan itibaren.

City'de iki dakika rahat durmadan transfer arayışlarına devam ediyor. Şimdi de Hamburg'un De Jong'una sulanıyorlarmış. Konuşulan rakam 18 milyon pound. Bu City adam olmaz arkadaş.

19 Ocak 2009 Pazartesi

City Doymuyor

Manchester City Kaka transferiyle uğraşırken bir yandan da Ada'da takımı güçlendirmelere devam ediyor. Santa Cruz teklifi reddedilmişti City'nin Blackburn tarafından. City'nin yeni hedefi de Bellamy oldu bundan sonra.

West Ham United City 14 milyon pound'luk teklifini kabul etmiş ve Bellamy'e City ile görüşme hakkı verilmiş. Bellamy de sağlık kontrolü ve Hughes ile görüşmek üzere Manchester'a hareket etmiş bugün. Hayırlı olsun demek düşer bize.

Bu Araplar da para bol da transferden pek anladıklarını söylemek zor. Bu Bellamy iyi oyuncu da nerde dikiş tuttumuş da size faydası olacak bilmiyorum. Şu ana kadar en mantıklı hareketleri Kaka'ya sarkmak oldu ama o parayla da bütün Milan'a bile sarkılır. İzlemeye devam ediyoruz City'i.

Tosic Siftah Yapıyor


United'ın devre arası transfer döneminde Partizan'dan transfer ettiği Tosic yarın akşamki Derby maçında ilk kez forma giyebilecek. Sir açıkladığı maç kadrosunda ona da yer vermiş ve büyük ihtimalle yedek de olsa sahaya çıkacaktır Tosic. Bugüne kadar izleyemedik Tosic'i, kendisi için önemli övgüler var. Yarın fırsat olursa izlemek keyifli olucak.

Derby ile Carling Cup yarı final ilk maçını Derby kendi evinde 1-0 kazanmıştı. Yarın akşam maç Old Trafford'da 22:00'da ve Kanal A'da canlı.

Türkiye Kupası Çeyrek Final


Türkiye Kupası'nda çeyrek final kuraları belli oldu gündüz. Bursaspor gruptaki rakibi Fenerbahçe ile eşleşti. Diğer eşleşmeler de Galatasaray-Sivasspor, Beşiktaş-Antalyaspor ve Denizlispor ve Ankaraspor şeklinde.

İlk maçlar 28 Ocak'ta, ikinci maçlar ise 4 Şubat'da. Bursaspor ilk maçını Kadıköy'de oynayacak. Kadıköy'de alınacak avantajlı bir skora Bursa'da taraftarla birlikte turu geçebiliriz Fenerbahçe'nin takvimdeki kupa hasretine bir çizik de biz atabiliriz.

Kim Bu?


Haftasonu oynana Bolton- Manchester United maçından birkaç kare. Bu İngilizler futbolu çok seviyor, hakkını da veriyor gerek seyirci gerekse oyuncu olarak ama bu sahaya inip herkese kıçını açma olayını anlamış değilim senelerdir. Her yılda böyle bir vaka oluyor mutlaka. Bu adamın buradaki amacını nedir gerçekten? Fanatiklik, takıma olan sevgisi diyecem de biz de fanatiğiz bi yerde ama böyle işlere bulaşmışlığımız yok çok şükür.

Debyü Kralı


Amerikalıların Debyü dedikleri bir takımla ilk kez maça çıkma olayının kralıdır Jermaine Defoe. Nerden nereye gitse çıktığı ilk maçta golünü atar yeni takımında. Bugüne kadar boşu yoktu, dün de eski takımı Portsmouth karşısına çıktı ondan önceki takımı Tottenham formasıyla yeniden. Debyülerdeki golsüz geçmeme geleneğini de devam ettirmiş oldu 70. dakikada attığı golle.

Bu golle bir puanı da kurtarmış oldu Tottenham adına. Premier ligde yarın bir haftalık Merseyside Derbileri şenliklerinin ilk maçı var Anfield Road'ta.

Kupa Beyi Geri Dönüyor

Sercan'ın 40 dakikada gelen hat-trick'i ve devam eden yükselişi, Volkan Şen'in Ertuğrul Sağlam'la beraber futbol oynamaya başlaması, Ali Tandoğan'ın ilk maçındaki performansı ve alınan skor... Dün gece Bursa'daki birçok insanın keyifin doruklarında olmasının sebebi bu faktörler olsa gerek. Bursaspor Türkiye Kupası'nda çeyrek finale çıktı ve kuralar yarın çekiliyor. Yıllar sonra kupada böyle bir Bursaspor görmek güzel.


Bursaspor: Yavuz xx, Ali Tandoğan xxx (Dk. 71 Veli x), Ömer xxx, İbrahim xx, Bekir xx, Mustafa Sarp xxx, Gökhan xx, Volkan Şen xx, Mustafa Keçeli xxx, Romashchenko xx (Dk. 46 Eren Albayrak xx), Sercan xxxx (Dk. 67 Halil xx)

Tokatspor
: Deniz xx, Gökalp x, Sinan x (Dk. 71 Taner x), Şahin xx, Hüseyin xx (Dk. 46 Ersan x), Arif xx, Muhsin xx, Yasin xx (Dk. 61 Bülent x), Ferhat xx, Mahmut xx, Adem xx

Goller
: Dk. 8, Dk. 25, Dk. 40 Sercan, Dk. 47 Eren, Dk. 50 Ömer Erdoğan, Dk. 73 Halil (Bursaspor)

Sarı kartlar
: Dk. 31 Muhsin, Dk. 57 Ferhat, Dk. 60 Gökalp, Dk. 81 Bülent (Tokatspor)

17 Ocak 2009 Cumartesi

Lider Geldi

Lider geliyor dedik geçen haftaki Chelsea maçından sonra. Hafta içi oynanan Wigan maçından sonra son adım Bolton deplasmanıydı. Wigan maçında 1. dakikada gelen gole, bugünkü son dakika golü eşlik edince United bu sezon ilk kez liderliğe yükseldi.

United ligde 10 maçtır gol yemiyor ve bu konuda Chelsea'nin rekoruna eşitlemişler sayıyı. Tüm eksiklere rağmen böyle bir performans güzel gerçekten.

Maçla ilgili olarak da söylenecek tek şey Jaskalainen sanırım. Premier ligin en iyi kalecilerinden zaten, tartışmasız. Maçtan önce bir arkadaşıma alırsak 1-0 alırız, biz bu kaleciye gol atamıyoruz demiştim. Öyle de oldu. Ronaldo'nun bütün frikiklerini çıkardı Jasi. Fakat Tevez'in mükemmel getirdiği topta Berba'ya engel olamadı.

Chelsea de kendi sahasında Stoke City'yi son 2 dakikada geçebildi. 89'da Belleti ve 90'da Lampard Scolari'nin kabustan uyandırdı resmen. Sonuş galibiyet de olsa Scolari'nin suyu ısınıyor gibi geliyor bana. Chelsea'de Joe Cole sezonu kapatmış hafta içindeki sakatlıktan sonra.

United'da ise sezon başından beri en büyük sorun sakatlıklar olsa gerek. Wigan maçında Rooney sakatlandı 3 hafa yok en az. Ferdinand son maçlarda yok ve ne zaman döneceği kesin değil, neyse ki Evans harika oynuyor. Wigan maçında Tevez ve Evans ikilisi de sakatlanmışlardı fakat bugün oynayabildiler. Evra cezadan kurtuldu yine sakatlandı, Hargreaves sezonu kapattı zaten. Brown sezon başından beri ortalarda yok. Inter maçına kadar daha fazla sakatlık olmasın da şöyle ağız tadıyla iki maç izleyelim.

14 Ocak 2009 Çarşamba

Adriano-Tottenham ?

Dün akşam Milano'daki Inter-Genoa Coppa İtalia maçında tribünde Tottenham'ın menajeri Harry Redknapp da bulunmuş. Redknapp Inter'in sorunlu oyuncusu Adriano'yu izlemek üzere maça gelmiş. Inter ve Mourinho bir türlü sorunları tam olarak gideremeyen Adriano'ya talip Redknapp.

Mourinho'nun Adriano için bizimle kalacak tarzı açıklamaları olsa da sorunları ile daha fazla uğraşmak yerine iyi bir paraya yol verip, yeni bir forvet arayışın girmeleri gayet mantıklı bir hareket olur. Tottenham içinse Adriano ilaç olur mu bilmiyorum da yine kalabalık olacak bu sefer forvet hattında, bu da mutsuzluk demek. Defoe yeni geldi, Bent ve Pavyluchenko var. Bakalım...

Tottenham ayrıca Dacourt ile de ilgilenmekteymiş. Dacourt, Mourinho'nun kendine şans vermemesinden şikayetçi ve gitmek istiyor. Ada'da istediği yerlerden. Neden olmasın?

Kaka'ya Servet


Manchester City'nin Arapları bu sefer büyük avın peşine düşmüşler. Milan'ın yıldızı Kaka için yapılan transfer teklifi 91 milyon pound.

City'li yöneticiler dün Milano'ya giderek Galliani ile baız görüşmelerde bulunmuşlar. Galliani ve başkan Berlusconi her ne kadar Kaka satılık değil açıklamaları yapsa da Milan'ın tok satıcı rolü oynamasından öte birşey gibi gözükmüyor bu açıklamalar. Kaka'nın menajeri de görüşmeleri doğrulamış. İki klüp bonservis konusunda anlaşırlarsa Kaka ve City görüşmelere başlayacakmış.

City için zor olan Milan'ı ikna etmek tabi ki. Kaka ne isterse verirler iş oraya geldikten sonra. Kaka için bugüne kadar birçok transfer haberi çıktı ama en ciddi olanı bu sanıyorum. Bana olur gibi geliyor bilmem ne dersiniz?

Umut Var


Bursaspor: Yavuz xx, Ömer xx, Bekir xx (Dk. 46 Kirita xx), Volkan xx, El Tabei xx (Dk. 69 Emrah x), Mustafa Sarp xx, Veli xx, Rezende xx (Dk. 46 Zuniga x), Romashchenko xx (Dk. 61 Eren xx), Mustafa xx, Gökhan xx (Dk. 46 Sercan xx) Bayer 04

Leverkusen: Domaschke xxx, Friedrich xxx, Rolfes xx (Dk. 46 Buss xx), Barnetta xxx, Augusto xxx, Kiebling xx (Dk. 46 Schwegler xx), Sinkiewicz xx (Dk. 46 Djakpa xx), Vidal xxx (Dk. 46 Zdebel xx), Kadlec xxx, Castro xxx, Pasu x (Dk. 24 Helmes xxx)

Goller: Dk. 10 Friedrich, Dk. 44 Helmes, Dk. 74 Friedrich (Bayer 04 Leverkusen) Dk. 50 Sercan

***

Radyospor Cup'ın finalinde Leverkusen Bursaspor'u 3-1 ile geçti. Yan toplardan yenilen goller sonrası Kurtar Duruşu'nu aramadık değil fakat takım oynadığı oyunla umut verdi gerçekten. Gol yollarında biraz daha etkili olabilirsek ikinci yarı güzel sonuçlar gelecektir. Bunun için önce iş görecek bir forvetin alınması lazım. Bu arada iki maçta da takıma sonuna kadar destek verej taraftara tebrikler. Bursaspor taraftarı her yerde.

Bi Sen Eksiktin?

"I saw Manchester United win (3-0 against Chelsea) without Tevez. This isn't good for him.

Certain episodes are certainly bringing closer his exit. Italy and Inter in particular would be excellent solutions. What's more, his contract is running out, which makes it easier to change team.

What advice would I give him? To come running to Inter. I can already imagine the extraordinary partnership he'd form with (Zlatan) Ibrahimovic."

***

Maradona ne kadar büyük topçu da olsa ağzını tutmayı beceremiyor ne yazık ki. Arjantin Milli Takımı teknik direktörü olarak sana bu konuda laf düşer mi? Inter'den sana ne, United'tan sana ne? Alma karşına Ferguson'u durduk yere.

Tevez'in meselesini sen mi çözeceksin? Ayrıca bu Inter sevdası da nerden geliyor durduk yere. Damadı Aguero'yu da Inter'e yönlendiren açıklamalarda bulunmuş. Komisyon mu alıyor nedir? Sempatikliğini kaybetme Maradona. Git milli takımla ilgilen sana mı kaldı Inter, Tevez, Aguero...

13 Ocak 2009 Salı

Kafamı Skeyim

Ronaldo the Best



2008 Fifa yılın futbolcusu Cristiano Ronaldo. Bu sezonki tüm kişisel ödülleri topladı Ronaldo, bu da sonuncusu. Uzun zamandır bu kadar rahat oy verilebilen bir yarışma hatırlamıyom bu konuda. Her türlü ödülü fark atarak aldı, hak etti de. Tebrikler.

12 Ocak 2009 Pazartesi

Ben Olsaydım

"While I was at Chelsea we did everything but win the Champions League. We won all the other big, big trophies. There was the first league title for Chelsea in 50 years and the next year we were champions again.

We won the first FA Cup at the new Wembley, beating Sir Alex Ferguson and Manchester United. And two Carling Cups. So we'd won absolutely everything apart from the Champions League. But people always want more – and at Chelsea that was the Champions League. I would have won it with Chelsea.

My contract was until 2011, so I would have been there for seven years. It's enough time."

***

Special One Ada'ya geldi ya olaysız döner mi geri, tabi ki hayır. Inter'ın ikinci turdaki rakibini biraz erken de olsa izlemeye gelmiş hem de Chelsea maçına bahane olarak Mourinho. Şampiyonlar ligi hakkında konuşmuş bu sefer. Zamanında biraz daha sabır gösterseler kazanırdım nasılsa demiş. Kusura bakma sağda solda Special One diye dolanıp, her istediğin adamı anında önüne koyan bir patronun da varsa o kadar da sabredemez kimse. Kaldı ki lafa gelince ben şöyleyim, böyleyim en iyisiyim diye konuşmayı biliyorsun. Bu işler lafla yürümüyor işte. Neyse ki İtalya'da azcık aklını başına toplattılar da eskisi kadar konuşmuyorsun.

11 Ocak 2009 Pazar

Lider Geliyor

Hafta sonunun en büyük maçı Old Trafford'daydı. Manchester United rakiplerinin kolay puan kayıplarıyla aradaki farkı kapatmış, liderlik için iddialı hale gelmişlerdi. Bir gün önce de Liverpool Stoke City'e puan kaybederek biz bu işi beceremiycez deyince maçın önemi daha da arttı. United bu maçı ve ertelenen Fulham, Wigan maçlarını kazanırsa liderliği ele alacaktı. İşte böyle başladı maç. Maç öncesi tribünlerde Mourinho'yu da gördük, kesin olaylı bir demeç verir içimden öyle de demiş. Ona sonra değiniriz artık.

Chelsea maça Anelka'sız başladı ki bence hataydı bu kadar. Bu sezon çok formda olan Anelka'yı sırf sorun çıkarmasın diye Drogba'nın arkasına koymak yanlıştı. Zaten Drogba da oyunuyla bunu gösterdi. Çok kötü bir maç çıkardı. Scolari de Anelka'nın eksikliğini anlamış olmalı ki ikinci yarı hemen aldı oyuna.

Manchester da ise Gary Neville ve Giggs'in oyunda olması özellikle Carrick ve Scholes kenardayken garip geldi biraz. Ama Giggs harika oynadı. Diğer harika oynayan isimler de Park, Evra ve Ronaldo'ydu. Özellikle Evra inanılmaz bindirmeler yaptı. O'Shea'li dönemde en çok onun bindirmeleri özlemişim. Park da her kitik maçta olduu gibi her yerdeydi mücadelesiyle.

Maç boyunca genelde United atak olan, pozisyona giren taraftı. Chelsea'nin gol olabilir diyebileceğimiz pek pozisyonunu hatırlamıyorum açıkçası. Zaman zaman topa ship oldular fakat bunu olgun ataklara dönüştüremediler. Giggs'in kornerde oyunu devam ediyor sanıp sonra da gol sayılmayınca itiraz etmesi ilginçti. Tekrarlanan topta gol oldu neyse ki. Yan toplardan geldi tüm
goller. Chelsea aslında hava hakimiyeti iyi olan bir takım ama engelleyemediler golleri.

Bu maçın ardından United önemli bir avantaj yakaladı ve güven kazandı. Fulham ve Wigan maçları da kayıpsız geçilir. Old Trafford'daki Liverpool maçı önemli bir maç, umarım orda da aynı oyun ve benzer skorla işi bitiririz.

10 Ocak 2009 Cumartesi

Bursa Finalde

Maçı ara ara izleyebildim ne yazık ki. Seyredebildiğim kadarıyla gzel top oynadı takım. Volkan bazen yine ne yapıyor ya bu adam dedirtse de oldukça iyi bir maç çıkardı. Sol kanatta problem var Volkan'ı bekliyoruz. Forvette de aynı sorun var ama oraya kimi bekliyoruz henüz belli değil. Kirita uzuuun aradan sonra sahaya çıktı, fena değildi ama çok hırçın. Kart manyağı olur bu kafayla. Mustafa Sarp'ın sakatlanması iyi olmadı, umarım ciddi değildir. Emrah Kiraz onun yerinde iyi oynadı denilebilir. Kafamı kurcalayan en büyük soru Bekir Ozan Has niye oyuna bile girmedi. Bu adam ilk yarının en iyi topçularındandı. Umarım bu maçlık birşeydir. Sercan yine klas bir dokunuşla attı golü, tebrikler. Ertuğrul Hoca'yla ilk galibiyet hayırlı olsun.

Bursaspor: Ivankov xx, Kirita xx, Volkan xx (Dk. 87 Veli x), Bashir xx, Mustafa Sarp x (Dk. 30 Emrah x), Rezende xx (Dk. 63 Serdar xx), Romashchenko xx, Mustafa Keçeli xxx, İbrahim xx, Zuniga x (Dk. 55 Gökhan xx), Melo x (Dk. 55 Sercan xx)

Werder Bremen: Wiese x, Naldo x (Dk. 90 Andersen x), Tosic xx, Baumann xx, Vranjes x (Dk. 64 Perthel x), Fritz xx, Rosenberg xx (Dk. 73 Heider x), Diego xx, Almeida xx, Niemeyer x (Dk. 64 Alex x), Mertesacker x

Gol: Dk. 87 Sercan (Bursaspor)

Sarı kartlar: Dk. 78 Volkan, Dk. 79 Emrah (Bursaspor), Dk. 83 Fritz (Werder Bremen)

Devre Arası Transfer #3

Bundan önceki transfer dedikodularından kesinleşen olmadı henüz. İlk bölümde Adanasporlu bir forvet ve Kamerunlu bir sağ bek alıyoruz demiştim ama yalanmış demek ki, ikinci bölümde ise İliç geliyor sanmıştım. Şimdilik bu konularda en ufak bir gelişme yok.

Üçüncü bölümde ise gerçekleşen transferler var. İlki Ertuğrul Sağlam'ın Beşiktaş'tan tanıdığı Ali Tandoğan. Bonservis sorunu olmayan bir futbolcuydu Ali Tandoğan. Bursaspor'un sağ kanadına faydaları olacağını düşünüyorum, özellikle Ertuğrul Hoca ile bilikte. Aslında şöyle bir düşündüğümde bu adamı Bursaspor Ertuğrul Hoca geldiğinden beri istiyordu, Beşiktaş niye yeniden anlaşığ Yusuf transferinde takasta kullanmadı diyorum, cevap Yıldırım Demirören transferleri sanırım. Yani Yusuf= Ali Tandoğan artı Aydın artı Tuna artı para gibi bişey oldu. Ali de Ertuğrul Hoca'yla iyi işler çıkaracağını, Bursa'yı sevdiğini falan söylemiş. O bölgeye kim gelse işimize yarardı zaten Veli'nin yerine.


İkinci transfer ise daha da fazla sevindiğim bir transfer. Volkan Bekiroğlu geçen yıl sakatlanana kadar Bursa'nın en iyi futbolcularından biriydi. Sezon sonunda ne olduysa gönderildi, anlamadığım bir şekilde. Sol bekte Romaschenko, Mustafa Keçeli denemelerinden sonra Volkan daha iyi olacaktır diye tahmin ediyorum. Sakatlıktan önceki form durumunu yakalarsa zaten tadından yenmez. O da bonservisiz transfer edildi sanıyorum.

Bu iki transfere iki güzel hareket birden diyorum kısaca. Akşama izleme şansımız olursa daha net görebiliriz yeni transferleri Werder karşısında.

Son bir haber de gerçekleşmeyen bir söylentiden. İlk yarıdaki Adriano fiyaskosundan sonra forvet arıyoruz bilindiği gibi. Hedef Steaua'nın Brezilyalısı Arthuro Henrique Bernhardt. Bu sezon şampiyonlar liginde de forma giymiş Romen ekibiyle. 82 doğumlu, bu sezon 9 maçta 1 golü var. Kısfmet.

Yusuf'u Bozdurduk

Dün gece yılan hikayesine dönen Yusuf Şimşek transferi sabah saatlerinde sonuçlandı tam anlamıyla. Birkaç haftadır Trabzonspor'un müstakbel oyuncusu olarak bilinen Yusuf İnönü'nün yolunu tuttu.

Söylenenlere göre transferin son dakikasında Mustafa Denizli Yusuf'u bizzat arayarak benim takımımda oyna demiş ve Yusuf da memnuniyetle kabul etmiş teklifi. Zaten Yusuf transferin gerçekleşmesinden sonra yaptığı açıklamada bir klasik haline gelen ben zaten doğuştan Beşiktaşlıyım açıklamasını da ihmal etmemiş.

Bu transferden Bursaspor'un kazancı Aydın Karabulut ve Tuna Üzümcü adlarındaki iki genç oyuncu ve 600 bin euro bonservis bedeli. Bursaspor için son derece güzel bir alışveriş oldu bence. Zaten Yusuf'un aynı fiyata rağmen Beşiktaş'a gitmesinin sebebi Ertuğrul Hoca ve onun isteği diye tahmin ediyorum. Beşiktaş'dan da bildiği iki genci özellikle istemiş bu transferde.

Aydın zaten ümit milli takımda da oynayan son derece yetenekli bir oyuncu, Bursaspor'a kesinlikle faydalı olacaktır. Sezon sonunda eğer Beşiktaş geri almak isterse 1 milyon euro vererek transferi gerçekleştirebilirmiş. Tuna da Bursaspor'daki savunma problemini yedekleyebilecek bir oyuncudur diye tahmin ediyorum söylenenlerden. Ertuğrul Hoca güvendiyse bize de güvenmek düşer.

Yusuf'tan kurtulabileceğimiz en güzel şekilde kurtulduğumuzu düşünüyorum. Trabzon'dan alacağımız Ergin artı Adnan'dansa bu ikili daha faydalı olur gibi geliyor. Mantıklı yabancı transferleri de yaparsak güzel bir takım olur umarım.

9 Ocak 2009 Cuma

Radyospor Cup

Devre arasında Antalya'da hazırlık kampı yapmaya gelen Alman takımları ile güzel bir turnuva var. Radyospor'un ön ayak olduğu turnuvada Werder Bremen, Bayern Leverkusen, Bursaspor ve Galatasaray mücadele edecek. Maçlar TRT'den canlı yayınlanacak. Güzel turnuva, kaçmaz.

10 Ocak 2009 18:30
Bursaspor – Werder Bremen

11 Ocak 2009 19:30
Galatasaray – Bayer Leverkusen

13 Ocak 2009 17:30 3.lük Maçı
13 Ocak 2009 21:00 Final Maçı

8 Ocak 2009 Perşembe

Salıverin Küçük Enişteyi


Transfer sezonu açıldığından beri Trabzonspor-Yusuf temalı transfer haberleri bitmedi.

Bursaspor para artı oyuncular istedi Trabzon olmaz dedi, sonrasında Yusuf aradaki farkı ben öderim bırakın beni demiş tarzında haberler çıktı. En son olarak da Ertuğrul Hoca Yusuf burada kalmak istemiyor, o zaman en uygun şekilde transferini sağlayacağız gibi bişeyler dedi.

Herkes Yusuf bugün yarın Trabzon'da diye beklerken son dakika haberiyle Beşiktaş'a gitti deniyor şimdi Yusuf için. Nereye giderse gitsin de gitsin artık yalnız, sıkıldım ben. Zaten Galatasaray maçından başka adam gibi top oynadığı bir maç görmedim. Kim daha iyi teklif veriyorsa salın gitsin bu adamı.

Geçmiş Olsun

Sabah saatlerinde Carrington'daki Manchester United tesislerine gitmekte olan Cristiano Ronaldo'nun bir bariyere çarparak geçirdiği kaza sonrası arabasının hali...

Ronaldo'da herhangi bir yaralanma yok fakat araba haşat olmuş görüldüğü gibi. Hemen arkadan da Bentley'i ile VDS geliyormuş.. Ronaldo giderken seni de alıyım hacı demiş olsa gerek. Ronaldo ve Van Der Sar daha sonra antrenmana katılmışlar geç de olsa. Hafta sonu oynanacak olan Chelsea maçı öncesi ucuz atlatmış, kendisine geçmiş olsun diyor Chelsea maçında gol ve goller bekliyoruz.

6 Ocak 2009 Salı

Tevez Meselesi

"Now all clubs are on an equal footing. If a club comes to me and offers me a five-year deal, I will accept it for peace of mind. I will sign my last contract, and then I figure that I'll go back to Boca [Juniors]. That could be in four or five years. I want everybody to know no offer has been made. I don't like that they are playing with our fans, who show their love to me in each match."


Carlos Tevez meselesi uzun süredir Manchester United'ın bir türlü çözüme kavuşturamadığı bir mesele. Tevez MSI adlı şirketin futbolcusu ve Manchester United'da kiralık oynuyor. Bu sezon sonunda da kontratı bitiyor. Tevez uzun süreli bir anlaşma yapmak istiyor, zaten kendisinin de belirttiği gibi ondan sonra ülkesine geri dönecekmiş Boca'ya.

Berbatov'un gelişiyle biraz geri plana atıldı zaten Tevez. Çok az fırsat buluyor, bulduğunda gayet iyi değerlendirmesine rağmen. Belki de Berbatov'un gelişinin de etkisiyle Sir onu gözden çıkarmış gibi davranıyor. Tevez de duruma bozuluyor tabi. Hem istediği süreyi alamıyor hem de kontrat konusunda kendisine hiçbir teklif yapılmamış bugüne kadar. Tevez de durum böyle giderse giderim demiş ki haklı da. Böyle bir adamı sırf Berbatov sevdasına kaybedersek Sir'e ağır konuşurum.

Tevez gibi adama her takım talip olur zaten de ilk müşteri belli, Real Madrid. Tevez ayrılmayı kafasına koyarsa iş o dakikada biter ama o da United'da kalmak istiyor. Zaten taraftarların da en sevdiği oyunculardan biri Carlitos. O da United'ı ve Old Trafford'u seviyor.

Geçen yılki iki şampiyonlukta da kritik golleriyle önemli bir rol oynayan, takımı ve taraftarı bu kadar seven bir adamı harcamayasın Sir. Bozuşuruz.

Defoe Geri Dönüyor


Harry Redknapp'ın geçen yıl Portsmouth'a getirdiği Defoe şimdi de Tottenham'a geri dönüyor Redknapp'ın ardından. Bir zamanlar Emerson-Capello ikilisi böyleydi, her yere beraber giderlerdi.

Tottenham uzun pazarlıklar sonucu da Defoe'yi 15 milyon pound'a bağlamış. Bu gece oynanacak League Cup yarı final maçı öncesi White Heart Lane'de taraftarları selamlayacak Defoe. Pompey'den ayrılacağı zaten kesindi, ayrılmak istediğini bir çok defa belirtmişti hatta tehdit telefonları alıyorum demişti çılgın Pompey taraftarlarından. Eski yuvasına dönüş onun için de hayet güzel olmuştur.

Tottenham'ın ilgilendiği bir başka oyuncu olan Downing de en son kulübe resti çekmişti gitmek istiyorum diye ama onun ayrılması o kadar kolay olmayacak gibi. Redknapp Downing'i ısrarla istiyor ama Southgate de bırakmak istemiyor. Ayrıca bizim eski Fenerbahçe'li Appiah da Tottenham'la antrenmanlara çıkıyormuş bir haftadır ve sezon sonuna kadar geçerli olacak bir anlaşma imzalamak üzereymiş. Bir ara ne oyuncuydu be Appiah, Karabela.

5 Ocak 2009 Pazartesi

Yeniden Zirveye

Nba'in en iyi yüzdesine sahip üç takım olan Boston Celtics, Cleveland Cavaliers ve Los Angeles Lakers'ın maçları vardı dün gece. Celtics ve Cavs maçlarını kaybedip Lakers kazanınca; Lakers bir ay kadar önce Indiana deplasmanında bıraktığı ünvanını geri aldı.

Boston Celtics Los Angeles'da Lakers'a kaybettikten sonra Batı'dan ağır yaralı dönmüştü. Önce GSW ardından da Portland'a kaybeden Keltler dün gecede deplasmanda New York'a kaybettiler ve 27-2'lik başlangıçtan sonra 2-4 lük derece devam ettiler.

Cleveland ise son yıllardaki ezeli rakipleri Washington'a konuk oldu. Maç boyunca dökülen Cavs maçı son topa taşımayı başardı fakat LeBron'un stepsi sonrası maçı Washington kazandı. Bu 3 takımın ardından gelen Orlando da Kanada'da kaybedince Lakers için resmen 9 puanlık maç olmuş oldu.

Son maçların ardından Lakers 27-5 ile zirvede, Boston 29-6, Cavs de 27-6 ile takipte. Sezonun yarısı bitmek üzere ve geçen yıldan görüldüğü üzere ev sahibi avantajı çok önemli bir avantaj. Sezon sonuna daha çok var, Kobe de aynen öyle demiş; "We've got plenty more gears to go to. Plenty more. I haven't put it in third gear yet."