11 Haziran 2008 Çarşamba

Matchday - 1

Avrupa şampiyonasında ilk maçlar tamamlandı. Tüm takımlar ilk maçlarını yaptılar ve ne yazık ki ilk maçlar sonunda en zayıf takım Türkiye'ydi. Turnuvaya boşuna katılıyo, rezil olacak denilen Avusturya bile haddini bilerek, elinen geldiğince bişeyler yapmaya çalışıyor. Bazı takımlar hücumu iyi yapabilirken bazıları savunmayı iyi yapabiliyor ama Türkiye malesef iki tarafta da bir ışık vermedi ilk maçta.

İlk maçlar sonunda en çok öne çıkan takımlar Portekiz, Almanya, Hollanda ve biraz da İspanya oldu.


Grup grup bakacak olursak A Grubu'nda Portekiz mutlak favori. Turnuvanın ve bu yılın en çok tercih edilen stili olan 4-3-3'ü en iyi takım görünümündeler. Tabi orta sahada 3 tane çok teknik oyuncu kanatlarda Ronaldo, Nani, Simao gibi oyuncular olunca çok da zor olmuyor kazanmak. Bizim maçla ilgili yazıda da değindiğim gibi çok zorlanmadılar ve çok da zorlanmazlar yarı finale kadar (Hırvatistan veya Polonya'nın geleceğini varsayarak söylüyorum) Diğer maçta İsviçre ve Çek Cumhuriyeti savunmaların daha ön planda olduğu, mücadelenin yüksek olduğu bir maç oynadılar ve rakibin hatasını değerlendiren Çekler kazanan oldu. Ev sahibi İsviçre için asıl öneli kayıp kaptanları Frei oldu. Frei turnuvayı kapattı ve İsviçre'nin hücum anlamında bir şeyler üretebilecek belki de tek oyuncusu olduğu için ev sahibi için büyük şanssızlık. Çekler de Nedved ve Rosicky'nin yokluğunda eskiden o göze hoş gelen futbollarını oynayamadılar malesef. İlk yarıda sadece Koller'e kafa vurdurmaya çalışırken savunmada da hiç açık vermediler. İkinci yarıda da İsviçre defansının bir anlık hatasıda Sverkos golü attı ve Çekler 3 puanı kaptı. Bu gruptan çıkacak ikinci takım kim olur belli olmaz kim çıkarsa çıksın Almanya karşısında şansı az.

B grubunda da sürpriz yapması beklenen Hırvatistan 5.dakikada penaltıyı bulunca geriye çekildi ve kendilerinden beklenen futbolu oynayamadılar ne yazık ki. Patlama yapması beklenen Petric etkisiz gözüktü, Hırvatların iyi oyuncuları Srna, Olic ve Modric'ti. Rakitic'in ise oyuna girmemesine anlam veremedim. O da patlama yapabilecek oyunculardan. Avusturya ise birçok kişiyi şaşırttı. Kendi yetenekleri dahilinde ellerinden gelen herşeyi yaptılar. Mağlubiyeti kesinlikle hak etmediler. Kaleci Pletikosa'yı bir türlü geçemediler ve ilk maçı puansız kapadılar. Avusturya bundan sonraki maçlarda bu şekilde mücadelesine devam edecektir ama bu kadarı da puan etmiyor malesef, bir de şans olmayınca. Avusturya'nın kaptanı ve sonradan oyuna giren Türk asıllı Ümit Korkmaz dikkat çeken oyuncular. Almanya Polonya karşısında pek de zorlanmadan iyi bir futbolla skora gitti. Polonya iki Polonya asıllı Klose ve Podolski yaktılar. Maçtan önce Polonya gazetelerinde çıkan fotoğraf hırs yaptırır belki oyunculara diye düşündüm ama bekleneni veremediler. Oyunun belli bölümlerinde topa sahip oldular ama yaratıcı oyuncu eksikliği göze çarptı onlarda da. Bal yapmayan arı gibi topu ordan oraya dolaştırdılar. Almanya ise hem savunmada hem hücumda oynadığı oyunla favorilerden biri olduğunu kanıtladı. Fritz sağ bekten çok etkili bindirmeler yapabiliyor, dikkat etmek lazım bu adama. Orta sahada Ballack ve Frings büyük güç. Almanların da yolu yarı finale kadar açık olurda Portekizle eşleşmezlerse öncesinde.


C grubu ölüm grubunun ilk maçı hakkaten ölüm gibiydi. Romanya Fransa maçı futbol katliamıydı resmen. İki takımda hücumda varlık gösteremedi pek. Her iki takımda beraberliğe razı gibiydi. Zaten koca maç boyunca kaleyi bulan tek şut Benzema'nın geri pas ayarındaki şutuydu. Bu grupta zayıf takım olarak gözüken Romanya'ya puan kaptırmak kötü oldu Fransa için. İkinci maçta Hollanda karşısında tutunamazlarsa eve dönebilirler.Domenech'de tercihlerinde değişiklik gerek oyuncu anlamında, gerekse mentalite anlamında. Bu kadar yetenekli oyuncuların olduğu bi takım 1-0 olsun bizim olsun mantığı gütmemeli. İkinci maç ise ilk maçın bütün izlerini sildi. Hollanda neden bu gibi turnuvalarda en çok sevilen takım olduğunu bir kez daha gösterdi gerek futbolu gerekse renkli seyircisiyle. Sneijder genç menç ama mükemmel top oynadı. Aynı şekilde Van der Vaart da ona ayak uydurunca mükemmel Hollanda hücumları izledik. Orta sahadaki De Jong ve Engelaar İtalya orta sahası karşısında ezilmediler hatta üstün bile oynadılar. Hollanda'nın tek sıkıntısı savunmada olabilir ilerleyen turlarda. Hollanda'da Sneijder ile birlikte diğer yıldızlar da yaşlı Gio ve VDS'ydi. Gio çizgiden çıkardığı topun devamında koşarak golü attırdı kontrada bir de attı. Harika oynadı tek kelimeyle. VDS ise maçın dönüm noktasında üst üste iki kritik topu çıkardı ve bunlardan ikincisi dönüp İtalya'ya gol oldu. Hollanda Robben'in de katılımıyla oldukça güçlü bir takım olucak. İlk turun en güzel futbolunu oynayan takımdı, Sneijder de büyk oyuncu olacak. İtalya ise kendinden beklenenin çok altında kaldı. Donadoni'nin tercihlerinin bunda payı büyük. Orta sahada De Rossi, Aquilani gibi formda oyuncuların tercih edilmemesi en büyük yanlışı oldu. İkinci yarıya da Del Piero ile başlayabilirdi. Di Natale hazırlık maçlarında iyiydi ama bu maçta sönük kaldı, aynı şekilde Camoranesi de. İtalya'da ikinci maç ciddi değişiklikler olmalı kadroda. Defansta ise Cannavaro ve Nesta'dan Materazzi ve Barzagli hafif geldi malesef. Bunlara bir de Donadoni'nin Gross tercihi eklenince İtalya savunması hem kanatlardan hücuma çıkamadı hem de rakibi durduramadı pek. Yine de İtalya 2 maçta gerekli değşiklikleri yapıp bu gruptan çıkabilir.



D grubunda favori İspanya ilk maçta Rusları rahat geçti ama önemli de pozisyonlar verdiler. İspanya orta sahası ve hücumu güçlü bir takım ama teknik direktör konusunda oldukça yetersiz bir takımlar. 3-0 olduktan sonra laubali hareketler, gereksiz şımarıklıklar fena patlayabilirdi Rusya biraz daha akıllı oynasa. Ayrıca Fabregas'i böyle bir yıl geçirdikten sonra kenarda oturtabilecek tek adam Aragones'tir heralde. Yerine görev alan adamlar da çok iyi oyuncular ama Fabregas şu anda kenarda oturacak oyuncu değil. Maç 2-0 iken kontra ataklarda hızı ve adam geçme yetenekleriyle etkili olabilecek Torres'i de oyundan alması yanlıştı Aragones'in. Zaten Torres de pek memnun olmadı. İspanya yaratıcı orta sahası ve bitirici forvetleriyle bu gruptan rahat çıkar ama Aragones varken başarıları olmalarını zor görüyorum. Diğer tarafta da Rusya savunma da çok basit hatalar yaptı ve İspanya da affetmeyince kolay goller yiyerek maçtan koptu. Bir Hiddink takımı olarak fena oynamadılar ama savunmada bu hatalarda işleri zor. Hiddink'in de 50'de soktuğu ama 70'de geri çıkarması tuhaf oldu. Anlayamadım. Rusya hücumda iyi top yapıyor ama bitirecek oyuncuları yok, sonuca gidemiyorlar. Arshavin'in cezalı olması ve Pregobynak'ın sakat olması onlar adına büyük şanssızlık. İsveç Yunanistan maçında da Yunanistan 4 yıl önce neyse şimdi de oydu ama İbra'nın müthiş golünden sonra dağıldılar biraz. İsveç her turnuvanın renkli takımlarından olmuştur hep bugün de öyleydi. Güzel futbol oynamaya çalışıyorlar ve oynuyorlar da zaman zaman. Ibrahimovic, Wilhelmson, Ljungberg ve Larsson hücumda önemli bir güç. Yunanistan'da bu kafayla bu grupta en fazla bir puan alır o da Ruslardan belki. O oyun yapısıyla bi kere şansları vardı onu da şampiyon olarak iyi değerlendirdiler. Bu turnuvada şansları oldukça az. Yan toptan bir gol atıp turlar geçilmiyor malesef artık, kimse yemiyor çünkü bunları. İsveç'de Wilhelmson'un sakatlığı ciddi değildir umarım. Bir de Mellberg ve Larsson varken kaptan neden Ljungberg oldu anlamadım.

Hiç yorum yok: