Temiz bir play-off için süpürelim...
Los Angeles Laker 4-0 Denver Nuggets
Tarafsız olma kaygısı taşımayan, takım tutan blog








CL yarı final ilk maçı Manchester United adına bu sezonki en kötü futbollarını oynadıkları maç oldu belki de. United'ın sene başından beri hiç bu kadar ezildiğini kendi sahasına kapandığını görmemiştim. Tabi bunda Barcelona'nın topa hükmetmesinin yanı sıra Ferguson'un da buna izin vermesinin payı yadsınamaz. Ferguson kendi sahasındaki başarısına güvenerek maç öncesi oyuncularına çok fazla riske girmemelerini, ileriye çıkmamalarını öğütlemiş sanırım. Scholes ve Carrick nerdeyse bütün maç ileriye çıkmadılar. Defans 4 lüsü de Evra, Hargreaves'in birkaç pozisyonluk atağı dışında hiç hücuma destek vermedi. Hal böyle olunca tabi United ileri oyuncuları Park, Rooney, Tevez ve Ronaldo tek başlarına kaldılar ve pek de etkili olamadılar. 

Maçın başındaki kadro aslında Ferguson'un deplasmanlarda özellikle önemli ve zor maçlarda oynattığı kadroya göre biraz değişikti. Tevez yerine bir orta saha daha fazla oynatıp ilerde tek Rooney'i oynatması bekleniyordu. Gerçi Tevez bütün maç orta saha gibi oynadı. Kadrodaki en büyük sürpriz Park'dı. Kimse oynamasını beklemiyordu ama Messi'nin kanadında fizik gücüyle belki ona karşı başarılı oldur diye oynatmış Fergie onu belli ölçüde de başarılı oldu. Bana kalsa canlo bomba Brown'u defansın ortasına koyacağıma Pique'yi koyarım oraya, Brown yerine ve Hargo da orta sahaya. Kanatlara da Giggs/Nani, Ronaldo ilerde de Rooney tek oynatırdım ve bundan daha güzel futbo oynayan bir takım olurdu sahada. Ama Ferguson böyle düşünmemiş belli. Bu düşünce oyuncuların hareketlerinden de belli oluyordu zaten 20 dakika kala oyunu yavaşlatmalar falan. Aslında Ronaldo o penaltıyı kaçırmasa bu taktik işe yarayabilirdi ama bu sonuçta çok kötü değil çok iyi olmadığı gibi. Penaltı demişken Ronaldo kaçırdığı penaltıdan sonra maç sonrası gazetecilere vuruş stilimi değiştirmedim, sadece bir penaltı kaçırdım bu olabilir demiş. Ardından da bugün burda gol atamadım o zaman Old Trafford'da atacağım demektir demiş. Ferguson da aynı şekilde içerdeki maçtan emin konuşmuş. Emin konuşmak iyi de 1 gol yerse o zaman görürüz Fergie'nin yüzünü.
Barcelona ise bütün maç topa hükmetti. Etkili olabilecek pozisyonlar da buldu ama ceza sahası etrafına dağılan United savunması ve Barca'lı oyuncuların gereksiz dokunuşları, son paslardaki hatalar golü engelledi. Messi uzun zamandır sakattı ama harika oynadı. Riijkard da bence erken çıkardı Messi'yi ve çıkarken de Messi'den ayarı yedi. Henry de sahada dolaşan Eto yerine daha erken girebilirdi oyuna. Kaleci Valdes ve defansa pek iş düşmedi zaten bu maçta ama ikinci maçta fazlasıyla düşecektir. Ferguson Messi oyundan çıktıktan sonra hücuma yönelik değişiklikler yapsa Anderson gibi daha fazla zorlanabilirdi Barca. Bu kadar topa sahip oldukları bir maçta gol atamamaları düşündürücü tabi. 




İkinci maç için Liverpool işleri baya zora soktu ama sağlam savunma yapısıyla gol yemeden bir gol atabilirler belli olmaz. Torres ve Gerrard gibi adamlar var ellerinde sonuçta. Fakat Chelsea'nin de evinde uzun zamandır yenilmeme gibi bi rekoru var, bakalım.

Suns-Spurs maçı ise kafadan greates games'e girdi bile. 2 uzatma belki 3.sü de yoldaydı fakat Ginobili izin vermedi ve Spurs maçı aldı. Suns bütün maç oyuna hakimdi, Spurs resmen ölü gibiydi. Birçok izleyici, ben de dahil, Spurs'ten artık o işler geçmiş yaşlanmış bu adamlar dedik ilk yarı sonunda ama Duncan tarihin en önemli performanslarına girecek bir oyunla şampiyonu uyandırdı. Önce Finley'in üçlüğü ile uzadı maç, sonra 3 sn kala Duncan'ın üçlüğü!!! ile tekrar uzadı. Amare oyun dışı kaldı. Son 15 s'ye Spurs üç sayı önde girmişken Nash üçlüğü yolladı zor pozisyonda tekrar uzayacak mı derken Manu son noktayı koydu. Hakikaten inanılmaz bir maçtı. Bir ara Rocky 4 filmi gözümde canlandı sanki. Rus boksör vuruyor indiriyor ama Rocky, şampiyon yıkılmıyor. En sonunda da şampiyon gücünü gösterip işi bitiriyor. İşte bu senaryo da da Duncan Rocky'yi canlandırdı resmen ve bu oyunun gelmiş geçmiş en iyi uzunlarından biri olduğunu bir kez daha gösterdi. Spurs'ten playoff'arda maç koparmanın ne kadar zor olduğu bir kez daha görüldü. Suns ise bu acı mağlubiyetin altından kolay kolay kalkamaz gibi geliyor bana.
 Baby Tevez, Carlitos şampiyonluk yolunda çok önemli 1 puanı son dakikada gelen golüyle kazandırdı. Blackburn deplasmanları son yıllarda United için her zaman zorlu olmuştu ve bu maçında çok zor geçeceği belliydi. Burda gelecek 3 puan şampiyonluk demekti büyük ihtimalle. Son dakikada Tevez'in golüyle 1 puan geldi zor da olsa. Önümüzdeki hafta Stamford Bridge'daki maçta 2-0 dan daha kötü bir skorla alınmayacak mağlubiyet şampiyonluk anlamına gelebilir. Tabi en güzel Londra'da en azından puan avantajını korumak ve son 2 haftaya avantajlı girmek.
